Görünmez Rakibe Karşı Üstünlük Savaşı: Yapay Zeka Çağında Avukatın Değer Biyografisi
Hukuk mesleği, yapay zekanın radikal dönüştürücü gücüyle karşı karşıya. Başlangıçta verimlilik artışı ve adalete erişim demokratikleşmesi vaat eden bu teknoloji, dilekçe yazmak gibi “sıradan avukatlık” faaliyetlerini değersizleştirerek mesleğin temelini sarsıyor. Temel dil modellerinin hızla gelişmesi ve bedelsiz erişilebilirliği, ölçek ekonomisi tabanlı çözümleri kullanan avukatları stratejik bir monokültür tuzağına itiyor. Zira herkesin aynı teknolojiyi kullanması, stratejilerin tek tipleşmesine, dolayısıyla öngörülebilirliğin artmasına yol açarak en büyük silahları olan “öngörülemezliği” kendi elleriyle teknolojiye teslim etmelerine neden oluyor. Dahası, yapay zeka tarafından üretilen metinlerin yargı tarafından “ruhsuz” bulunma riski ve yargıçların entelektüel bağımsızlıklarını korumak adına “makine öğrenmesini iflas ettirecek” yeni içtihatlar geliştirme potansiyeli, bu monokültürün iflasını hızlandırıyor. Gelecekte ayakta kalacak avukatlar, genel ve yaygın teknolojileri kullanmak yerine, kendi özgün stratejileriyle beslenmiş “tekil” yapay zeka modelleri geliştiren veya rakibin teknolojik zaaflarını okuyabilen “dahi stratejistler” olacaktır. Bu çağda verimlilik değil, stratejik üstünlük; insanı kopyalayan değil, insan zekasını takviye eden özgünlük belirleyici olacak. Bu nedenle, hukuk eğitimi, ezberden uzaklaşarak stratejik düşünme, oyun kurma ve yıkıcı hamleler geliştirme yeteneklerini merkeze almak zorunda; aksi takdirde üstünlük vaat eden bu yeni güç, ruhumuzla ve stratejik bağımsızlığımızla ödeyeceğimiz tehlikeli bir anlaşmaya dönüşebilir.