Akıllı Sözleşme ile Kurulabilecek Sözleşmeler
Views: 4720

“Akıllı sözleşme”, yazılım kodları ile yazılan ve belli koşulların oluşması halinde yazılım kodu ile ifade edilen sahibinin iradesini herhangi bir aracı kullanmaksızın kendiliğinden yerine getirmesini sağlayan bir mekanizma olarak karşımıza çıkmaktadır. “Akıllı sözleşme”yi bu şekli ile dar yorumlar isek, “akıllı sözleşme” kavramını teknik olarak ifade etmiş oluruz. Ancak, eğer kavramı geniş yorumlayıp, “akıllı sözleşme”nin ifa edeceği sahibinin iradesini de kavrama kattığımız zaman, kavram teknik tanımının dışına çıkıp hukuki bir kavram olarak değerlendirmeye müsait hale gelecektir.
“Akıllı sözleşme” kavramını, sadece blok zincirde kullanılan mekanizmalar için kullandığımızda bir yenilik gibi karşımıza çıkabilir. Ancak, yazılım kodları ile daha önce tanımlanmış olan ve bir hak/kıymet naklini sağlayan, karşı edimin yerine getirildiğini garantiledikten sonra kendiliğinden sahibinin edim yükümlülüğünü tamamlayan uygulamaları öteden beridir görebilmekteyiz. “Akıllı sözleşme” ile benzeşen sahibinin iradesi mekanize edilmiş bu uygulamalar da aynı beklenen faydayı sağlayabilmektedir.
Örneğin, bir çiklet otomatında istenilen paranın sığabileceği aralığa paranın (her bir madeni paranın değerini ayırt eden çap farklılıkları olduğundan) konularak çevrilmesi halinde mekanizma, aynı anda, parayı kumbaraya atarken haznedeki çikletin birini teslim kutusuna bırakmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile mekanizmalar elektrikli hale gelmiş, daha sonra ise paranın gerçek olup olmadığını da kontrol edebilen elektromekanik otomatlar ortaya çıkmıştır. Fiziksel ürün satışında kullanılan bu otomatlar, fiziksel ürün mülkiyetini, zilyetliğin de devri suretiyle yerine getirmektedirler. Bu otomatlar da daha önce kurgulanan senaryoya göre kendileri aracıya ihtiyaç duymadan ürünü teslim etmektedirler. Hizmet satışlarında da benzer uygulamaları görebilmekteyiz, hizmet sunum alanlarına girişi kontrol eden turnikelerde de benzer uygulamalar vardır. Kullanılan hizmetin miktarına göre para iade mekanizmaları da bulunmaktadır.
Taşınır mallar ile ilgili olarak Türk Medeni Kanunu 763 gereğince mülkiyetin nakli için zilyetliğin de devri şarttır. Zilyetlik, TMK 973 gereğince bir şey üzerinde fiilî hâkimiyet olarak tanımlanmıştır. Ancak, mülkiyetin geçmesi için zilyetliğin, iyiniyetle ve malik olma niyetiyle devir alınması gerekmektedir. Her fiili hakimiyet mülkiyete sebep olmaz. Diğer taraftan taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ise biraz daha karmaşıktır, kural olarak tescile tabi taşınmazların mülkiyeti tescille kazanılabilir (TMK 705). Bunun yanında ölüme bağlı tasarruflar, mal rejimleri gibi hukuki işlemlerle (TMK 706), işgal ile (TMK 707), yeni arazi oluşması (TMK 708), arazi kayması (TMK 709-711 ) veya kazandırıcı zamanaşımı (TMK 712-714) ile de gerçekleşebilir. Eşya hukukuna tabi olan fiziksel malvarlıklarının devrinde akıllı sözleşme uygulanabilmesinin her koşulda mümkün olmadığını görebiliyoruz. Zira, mülkiyete hak kazanabilmek için fiziki hakimiyet de gerekmektedir. Buna karşın taşınmaz mülkiyetinin tescil ile el değiştirebilmesi ve fiziki hakimiyetin aranmadığını dikkate almak gerekmektedir. Nitekim akıllı sözleşmelerin ileride uygulanabileceği alan olarak da bu konu sıklıkla dile getirilmektedir. Ancak, teoride mümkün olan bu durumun gerçekleşebilmesi için yasaların bu şekilde devre izin vermesi yani bir düzenleme (regülasyon) yapılması gerekmektedir.
Mülkiyeti, kayıt sistemi üzerinden devri mümkün olan her türlü hak veya kıymet “akıllı sözleşme” uygulamalarına konu olabilir. Regüle edilmiş bankacılık alanında, kaydi paraların transfer emirleri ve bunlar üzerindeki diğer tasarrufların önemli kısmı mobil ve internet bankacılığı yolu ile yani yazılım kodları ile yürütülmektedir. Ödeme talimatlarının yerine getirilmesinde de benzer bir uygulama ile karşılaşmaktayız. Örneğin; tüketilen enerji bedelinin dağıtım şirketi tarafından bankaya iletilmesi halinde, enerji bedeli, otomatik olarak dağıtım şirketinin hesabına aktarılmakta, hesabın kredili mevduat hesabı olması halinde, otomatik kredi kullandırılabilmektedir. Banka müşterisinin, banka ile yapmış olduğu sözleşmeler ve ödeme talimatı, banka tarafından otomatikleştirilmekte ve yazılım ile mekanizma kurulmaktadır. Burada, kodlama işine banka aracılık etmekle birlikte sahibi bu talimatı içeren iradesini bankaya mobil/internet uygulamasından da iletebilmektedir. Ancak, talimat ve kredilendirme koşulları oluştuğunda mekanizma kendisi aracı kullanmaksızın çalışmakta ve sonuçları ortaya çıkarabilmektedir.
Altın, hisse senedi, tahvil, tarım ürünü, maden gibi özünde fiziki olan ve mülkiyetin nakli için zilyetliğin de devrine ihtiyaç duyan kıymetler de fiziken muhafaza ile görevlendirilmiş yerler belirlenerek kaydileştirilebilmektedirler. Bu yerler, bu fiziki kıymetleri sahibi adına zilyetliği elde bulundurmakta ve mülkiyet karinesini bunları temsil eden dijitalleştirilmiş kayıtlara bağlayabilmektedir. Bu yolla, zilyetlik devri çözüme kavuşturulabilen üzerinde tasarruf edilebilir veya devredilebilir kaydileştirilmeye müsait her türlü hak ve kıymetler için “akıllı sözleşme” kurulabilir. Ağırlıklı olarak finans sektörüne kaydileştirilmiş kıymetlerin, ilgili düzenlemeler çerçevesinde, devri için “akıllı sözleşme” benzeri mekanizmalar uygulanmaktadır.
“Akıllı sözleşme” uygulamalarına ilişkin örneklere bakıldığında genel olarak kaydileştirilmiş bir değerin belirli bir bedel karşılığında el değiştirmesine odaklandığını söylemek yanlış bir gözlem olmayacaktır. “Akıllı sözleşmeler” dahil, yazılımsal veya mekanik tüm otomatlar, dar anlamda birer mekanizma olmakla birlikte üzerlerinde kurulu sahiplerinin iradesini de barındırmaktadırlar. Satış iradesinde kurgu, belirlenmiş fiyata razı olan alıcının ödemeyi yapması halinde içerdiği üründen belirlenen miktarını teslim etmektir. Otomat, satıcının yerine geçerek alıcı ile sözleşmeyi kurmakta ve sözleşme ile yüklenen edimi ifa etmektedir. “Akıllı sözleşmeleri” irade barındıran mekanizmalar olarak kabul ettiğimizde, bu irade ile kurulan sözleşmeler bakımından geniş anlamda “Akıllı Sözleşme”nin hukuki niteliği de değişebilecektir.
Bu noktada Türk Borçlar Kanununun genel hükümlerine dönecek olursak;
TBK 1 gereğince sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacaktır. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir. “Akıllı sözleşme” uygulamaları bakımından sahibinin iradesi önceden açıklanması ve bu iradenin hangi şartlarda sözleşme kurulmasına izin vereceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu noktada örtülü irade yönünden “akıllı sözleşmeler” ile kurulan sözleşmelerde ihtilaf potansiyeli de bulunmaktadır.
“Akıllı sözleşmeler”in kullanılması ile ilgili olarak yasal koşulların uygun olduğunu ve sonuçlarının herkes tarafından tanındığını kabul edersek; “Akıllı sözleşmeler”de yer alacak iradeler ile aşağıdaki sözleşme türlerinin kurulabileceği ortaya çıkmaktadır.
- Satış sözleşmeleri: Zilyetliği elde etme zorunluluğu bulunmayan, mülkiyet devri dijital ortamda mümkün her türlü hak veya kıymetlerin satışında sözleşme kurulmasını ve ifasını sağlar. Diğer taraftan, “akıllı sözleşme” alıcı iradesi için de kurulabilir. Örneğin alım iradesine konu kıymetin belli bir fiyat koşulunu sağlaması halinde belirli adet alım gerçekleştirebilir. Karşılıklı olarak, satım iradesini içeren “akıllı sözleşme” ile alım iradesini içeren “akıllı sözleşme” eşleşerek taraflardan da bağımsız sözleşme kurup edimleri yerine getirebilirler. Sayısal ürün senedine bağlanmış ürünler de bu yolla devredilebilir. Nitekim ürün borsaları da bu şekilde çalışmaktadır.(TBK 207 vd)
- Mal değişim (takas) sözleşmeleri: Satış sözleşmelerinde olduğu gibi, alıcı para ödeme yerine kaydileştirilmiş başka bir kıymetin devir iradesini “akıllı sözleşme” ile kurabilir. (TBK 282 vd)
- Ölüme bağlı tasarruflar: “Akıllı sözleşme” ile vasiyetname düzenlenebilir, ölümün kayda işlenmesi ile “akıllı sözleme” ile belirlenen vasiyetname tereke mahkemesine gerek kalmadan kendiliğinden açılarak infazını gerçekleştirebilir. Mirasçılar terekenin borca batık olup olmadığını kontrol eden “akıllı sözleşmeler” ile mirası kabul veya reddedebilir. (TMK 531 vd)
- Mal paylaşım sözleşmeleri: Evlilik öncesi tarafların yaptığı mal paylaşımı konusundaki iradeleri birbirine bağlanarak evlilik birliğinin sona erdiğinde eş zamanlı olarak ortak malların kendiliğinden paylaştırmasını yapabilir. (TMK 202 vd). Bir “akıllı sözleşme” birden fazla kişinin iradesini içerebileceği gibi, aynı yönde ancak her birinin ayrı iradesi ile kurulmuş birden fazla ” akıllı sözleşme” de mümkün olabilir.
- Bağışlama sözleşmeleri: Bağışlayıcı, belirli bir şartın yerine getirilmesi halinde, tasarruf edebileceği bir hak veya kıymeti bağışlanana devredebilir. Örneğin, üniversite sınavında belli puanı aşmak, belirli bir yaşa gelmek, belirli bir yaşa gelindiğinde evlenmiş olmak gibi, “akıllı sözleşme”nin mekanizmayı tetikleyecek şartın yerine geldiğini kontrol edebileceği kayıtların varlığı halinde de kullanılabilir. (TBK 285 vd.)
- Kira sözleşmeleri: sadece kaydi ödemelerle çalıştırılan bir yere ilişkin kiranın hasılat üzerinden belirlenmesi halinde elde edilen her hasılat hesaba geçer geçmez kiraya isabet eden kısmı “akıllı sözleşme” ile kiraya verenin hesabına ödenmesi sağlanabilir. (TBK 299 vd.)
Bunlarla sınırlı olmamak üzere daha başka bir çok sözleşme türü akıllı sözleşmelerle kurulabilir görünmektedir.
Tekrarla; “akıllı sözleşme”nin kendisi bir sözleşme değildir. “Akıllı sözleşme” sahibinin iradesini barındıran kurulu yazılımsal bir mekanizmadır. “Akıllı sözleşme” mekanizmasının harekete geçmesi için tetiklenmesi gerekmektedir. Bu tetikleme bir kişi iradesi olabileceği gibi, yine “akıllı sözleşme”ye bağlanmış uyumlu bir irade ile eşleşmesi suretiyle veya belirli koşulların oluşması (hukuki durum değişikliği, öngörülen sürenin tamamlanması gibi) ile gerçekleşebilir.
Akıllı sözleşmelerin kullanılabilmesi için
- Tasarruf iradesine konu olabilecek devredilebilir hak veya kıymetin varlığı
- Mülkiyeti devredilecek hak veya kıymetin kayden devrinin mümkün olması, zilyetlik gerektirmemesi veya zilyetlik devir sorunun çözülmüş olması
- İradenin aradığı koşulların aynı sistem içerisinde gerçekleşebilmesi veya gerçekleştiğinin kontrol edilebilmesi
- İradenin sonuca ulaşması için bir aracıya ihtiyaç duymaması
gerekir diyebiliriz.
Diğer taraftan “akıllı sözleşmeler” iradeyi barındırdığına göre kuracağı sözleşmelere göre tek taraflı, karşılıklı, aynı yönde gibi sınıflandırmalara da tabi tutulabilir.
03.10.2018