Kategori: Akademik

İstanbul Finans Merkezinde Sağlanan Vergi ve Diğer Teşviklerin Değerlendirilmesi

İstanbul Finans Merkezinde Sağlanan Vergi ve Diğer Teşviklerin Değerlendirilmesi

İFM kanunu ile vergi uygulamalarına esas olmak üzere Finansal hizmet ihracatı kavramı getirilmiştir. Buna göre bir finansal hizmetin ihracat sayılabilmesi için Finansal kuruluşun İFM’de faaliyet göstermek için katılımcı belgesi alması, finansal hizmetin yurt dışında yerleşik kişilere sunulması ve hizmetten nihai olarak yurtdışında faydalanılması gerekmektedir. Finansal kuruluşların kendi nam ve hesaplarına gerçekleştirdikleri türev işlemleri, portföylerine varlık alma veya portföylerinden varlık satma işlemleri ile yurtiçinde yerleşik kişilerin tasarruflarını yurt dışına çıkaran faaliyetleri ise hizmet ihracatı kapsamında yer almayacaktır.
İFM kanunu ile finansal kuruluşların finansal hizmet ihracatı niteliğinde elde ettikleri kazançlarının 2031 yılı vergilendirme döneminde kadar tamamı kurumlar vergisi matrahından indirilecektir. Daha sonra ise indirim kazancın %75’i ile sınırlı olacaktır. Finansal hizmet ihracatı kapsamına giren işlemlerden finansal kuruluşların lehe aldıkları paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmiştir. Finansal hizmet ihracatına ilişkin her türlü işlemler harçtan ve bunlar için düzenlenecek belgeler damga vergisinden müstesna tutulmuştur. Ayrıca, finansal kuruluşların İFM’de bulunan merkez ve şubelerinden 5 yıl boyunca finansal faaliyet harcı da alınmayacaktır.

Bir Öğretim Üyesinin Gözünden Hibrit Lisans Eğitimi

Bir Öğretim Üyesinin Gözünden Hibrit Lisans Eğitimi

Lisans seviyesinde öğretim süreci, öğretim üyesinin anlatılacak konuları belirlemesi, buna uygun hazırlık yapması, ders materyali toplaması veya oluşturması, hedef öğrenci grubunun bilgi ve bilgi alma seviyesinin tespit edilmesi (yeni gruplarda bir kaç hafta alabilir), Varsa bilgi asimetrisinin giderilerek simetri kurulması, müfredatı tamamlatacak surette ders hızının ayarlanması, öğrencilerin derse ilgisinin eşanlı takip edilmesi, bilginin öğrenciye ulaştığından emin olunması, dağılan dikkatin toparlanması, konunun anlaşıldığını teyit için öğrenciye soru sorulması, en iyi öğrencilerin cevapları ile akranlarca bilginin tekrarlanması, eksik veya hatalı bilgilerin düzeltilmesi, öğrencinin soru sormasını sağlayarak eksikliklerinin tespit edilmesi ve öğrenme farkındalığının sağlanmamsı, eksiklerin tamamlanması gibi bir çok yöntem ve strateji öğretim üyeleri tarafından öğretimde kullanılmaktadır. Yüz yüze eğitimlerde sınıf mevcudu 100’ü geçmediği takdirde öğretim üyesi bunları uygulamakta sıkıntı yaşamamaktadır.

Zor Kullanma

Zor Kullanma

Zor kullanma yetkisinin kullanılması borçlunun malının borçlunun özel mülkiyetinde veya mülkiyetinde olmasa bile kendisinin veya ailesinin özel olarak kullanımına tahsis edilmiş olan yerlerde veya konutunda bulunması halinde özel hayatın gizliliği ve konut dokunulmazlığı haklarına temas edilmektedir. Buraya yapılacak müdahaleler için anayasamız gereğince hakim kararına belirli aşamalarda ihtiyaç duyulmasına karşın 1924 anayasasının yürürlükte olduğu dönemde geçerlilik kazanmış olan düzenlemede sonraki yıllarda bir düzenleme yapılmamıştır. Fiili haciz işlemelerinde gerekli olan zor kullanma yetkisinin yargı denetimine tabi tutulacak mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Zor kullanma yetkisi kişinin temel hak ve hürriyetine müdahaleyi zorunlu kıldığından bu yetki kullanılırken idare takdir yetkisini durumun icabına göre ölülü olarak kullanmalı, kamu alacağının biran evvel tahsili ile borçlunun maddi ve manevi varlığının ölçüsüz olarak bozulmasını engelleyecek şekilde hem borçlunun hem de alacaklı idarenin hakları mümkün olduğu kadar telafi edecek dengeye de dikkat edilmesi gerekmektedir.

The Effect of Tax Damages on The Need Borrowing and Its Impact of Cost 

The Effect of Tax Damages on The Need Borrowing and Its Impact of Cost 

The main source of financing of public expenditures that the state is obliged to make is taxes. In cases where public expenditures exceed public revenues, states that need additional income sources may resort to borrowing. It is not possible to earn permanent income from other methods other than these two main sources of income. Public borrowing can also sometimes be used as a fiscal policy. Uncollectible taxes are one of the reasons why public revenues remain insufficient against public expenditures. Failure to collect taxes for various reasons causes tax damage. The state conducts tax audits in order to collect these taxes that it has lost. It also makes audit expenditures for these audits. However, these taxes are tried to be collected through tax structuring at various times. When the estimated and accrued taxes in the initial appropriations cannot be collected, the government resorts to borrowing. As a result of this borrowing, borrowing costs arise. The interest burden to be paid increases. Especially when indexed to foreign currency, the size of the costs becomes even more evident. In our study, the years 2017-2022 were considered, taking into account the statute of limitations. With cross-data evaluation, it has been investigated how much tax collection is, what types of taxes are the most uncollectible, how much expense is made for tax auditing, and how much tax is collected against these expenses. It has been tried to determine how much borrowing was applied due to the taxes that could not be collected as a result of tax destruction and the cost of this borrowing. 

Use of Digital Currency in Tax-Free Financing of Public Spending

Use of Digital Currency in Tax-Free Financing of Public Spending

Blockchain technology and its leading mysterious asset cryptocurrency cause new revolution of the world. But the revolution is not crypto assets themselves, today profiting on crypto assets is a temporary situation, eventually the authority will dominate the technology. The ledger technology is more revolutionary than crypto assets. Ledger technology is more revolutionary than crypto assets. While electronic money defined as a term in directive 2000/46/EC of The European Parliament and Of the The Council, blockchain was developed in 2008 and bitcoin came alive in 2009. By crypto assets threaten the public rules as using for laundering the dirty money of underground economy. When crypto assets became a mean of laundering the dirty money of underground economy and threaten the public rules , governments began to regulate the subject. Central Banks  began to study on the national digital currency. But on the other hand, digital currency probably there will be a serious problem of money creation capabilities of banks over deposit money. And, this will also cause a deficit of money source for crediting the markets. In this study, we are offering a new temporary digital currency (STEPARA) that can be created by banks without any necessity for money source for conventional banking affairs. STEPARA is not available for saving, so the money necessity (seigniorage right) that will arise from the value added, could be covered by central banks. This new bank currency (STEPARA) that funded by the future commercial receivables could also used for liquidation of the commercial debts against other traditional means as checks, bonds, policies etc.  We simulate, calculate and show the affects on micro, macro and public economy, when if STEPARA used against the checks in 2018 and or when the company discounted its future receivables in to cash same day of sales.

Uluslararası Ticarette Teslim Yerinin Damga Vergisi Yükümlülüğüne Etkisi

Uluslararası Ticarette Teslim Yerinin Damga Vergisi Yükümlülüğüne Etkisi

Damga Vergisi, hukuki işlemlerin dayanağını teşkil eden evrak ve belgeler üzerine konulmuş hukuki geçerlilik vergileri olarak tanımlanmıştır. Ancak bir belgenin hukuki geçerliliği için damga vergisi yükümlülüğünün yerine getirilmiş olmasına gerek yoktur. Türkiye’de düzenlenen satış sözleşmeleri damga vergisine tabidir. Yabancı ülkelerde düzenlenen sözleşmeler ise Türkiye’de hükümlerinden faydalanılmak üzere resmi kurumlara ibraz edildiğinde damga vergisine tabi olacaktır. Çalışmamızda yurtdışında düzenlenen satış sözleşmelerinde teslim yerinin damga vergisine ve resmi kurumun gümrük idaresi olması halinde damga vergisinin gümrük yükümlülüklerine olan etkisi değerlendirilmiştir.

Rights to be Heard and to Defence at Turkish Taxation Law

Rights to be Heard and to Defence at Turkish Taxation Law

Human rights are tried to be protected universally through national and international studies. In this sense, the right to defence and the right to be heard as a human right; It emerges as an assurance in the execution of justice for individuals whose legal status may be affected as a result of the trial. Because, ultimately, the purpose of a trial is to reveal the material truth and to make fair decisions. These rights are rights that must be fully and equally recognized and fulfilled to the parties, whether in a lawsuit filed against civil rights and obligations, in a criminal case or in the tax proceedings, which are administrative proceedings. In this study, first of all, general information about the right to defence and the right to be heard will be discussed based on the European Convention on Human Rights. Secondly, how the right to defence and legal hearing in tax proceedings manifests as the rights of the taxpayer and in what situations and how it appears, as well as the deficiencies and improvements made in this regard will be discussed.

Vergide Uzlaşma İle Cezada Uzlaştırma Müesseselerinin Mukayesesi

Vergide Uzlaşma İle Cezada Uzlaştırma Müesseselerinin Mukayesesi

Adaletin maliyetsiz bir şekilde tecelli edebilmesi için kişilerinin kurallara uyması önem taşımaktadır. Kişilerin kurallara uymaması veya ihlal etmeleri halinde eylemleri suç veya kabahat olarak tanımlanmakta ve yaptırıma tabi tutulmaktadır. Cezalandırma fikrinin temeli kişilerin korkuyla da olsa kurallara uğramasını sağlamaktır. Ancak, kişileri cezalandırmak eylemin mağdurlarını her zaman tatmin etmeyebilmektedir. Etkisi toplumdan ziyade belirli kişiler üzerinde doğan bazı suçlar bakımından kişinin cezalandırılıp cezalandırılmaması yönündeki seçenek hakkı mağdura tanınabilmektedir. Kanun koyucu suçluya mağdurun maddi veya manevi zararını gidererek mağdur olanın affına sığınma olanağı tanımıştır. Bazı suçlardan zarar görenin ister belli bir tutar karşılığı, isterse belirli bir eylemin yerine getirilmesi üzerinde isterse herhangi bir şey talep etmeden suçluyu affetme ve onu bu cezadan kurtarma olanağı vardır. Ceza hukukunda uzlaştırıcı gözetiminde yapılan bu uygulamaya uzlaştırma denilmektedir. Benzer düzenleme vergi hukukunda da bulunmaktadır, vergi kaçakçılığına girmeyen vergi ziyaı gerektiren eylemlerde de vergi idaresi ve mükellef aracısız uzlaşma yapma olanağı bulunmaktadır. Bu çalışmada her iki uygulama karşılaştırılmaktadır.

Tarımsal Ürün Pazarında, Lisanslı Depoların Etkinliğinin Artırılması, İhracat ve Finansman Olanaklarının Genişletilmesi: Vergi Hukukunda Maliyetsiz Öneriler

Tarımsal Ürün Pazarında, Lisanslı Depoların Etkinliğinin Artırılması, İhracat ve Finansman Olanaklarının Genişletilmesi: Vergi Hukukunda Maliyetsiz Öneriler

Lisanslı depoculuk ile getirilen ürün senetlerine vergi teşvikleri sağlandığı halde teşviklerin piyasayı canlandırıcı etkisi oluşmamıştır. Elektronik ürün senetlerinin işlem gördüğü Türkiye Ürün İhtisas Borsasında yatırımcıların yeterli sayıda borsada işlem yapmasının önündeki engellerin tespit edilme ihtiyacı bulunmaktadır. Diğer taraftan tarım alanında mali yönden yaşanan sorunların çözümüne de katkı sağlanmasının gözetilmesi gerektiği açıktır. Yatırımcının davranışını etkileyen hukuki sorunların tespiti amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Konuyla ilgili vergi mevzuatı dahil tüm yasal düzenlemeler gözden geçirilmiş, ürün senetlerinin daha etkin şekilde kullanılmasını engelleyen fiili kısıtlamalara sebebiyet verip vermediği değerlendirilerek sistemin verimini olumsuz etkileyen vergi hukuku düzenlemeleri tespit edilmiştir. Sistemin daha verimli çalışmasına engel olan düzenlemeler, kamu maliyesine yük olmayacak şekilde düzenleme önerileri oluşturulmuştur. Çalışma kamu maliyesine herhangi bir yük getirmeden üreticilerin ürünlerini daha etkin bir şekilde pazara sunmasına yol göstermektedir. Çalışma ile tarım ürününe dayalı kıymetli evrak mahiyetindeki ürün senetleri likit varlık olarak kullanılabilecek hale getirilmekte, küçük yatırımcıların kaynakları ile faiz dışı gelir elde edebilecekleri ortam sağlanmaktadır. Lisanslı depoculuk sisteminin cazibe ve avantajları artırılarak ürünlerin kalite tasnifi ile katma değerlerinin de artmasını sağlamaktadır. Önermeler ile yurt dışı alıcıların da sistemden ürün tedarik etmeleri ve bu ürünleri ülke sınırları içerisinde teslim almaları sağlanarak ihracat, risk ve maliyetlerinin bertaraf edilmesini sağlayacak mahiyettedir. Tarım sektöründeki mikroekonomik sorunlar giderilerek gayrisafi milli hasılayı olumlu etkileyecek makroekonomik sonuçlara da sebep olabilecektir.

Otomobil Fiyatlarının Düşürülmesinde Vergi Geliri Azaltılmadan Tercih Edilebilecek Vergilendirme Yöntemleri

Otomobil Fiyatlarının Düşürülmesinde Vergi Geliri Azaltılmadan Tercih Edilebilecek Vergilendirme Yöntemleri

Hukuki güvenlik ve mali istikrar bakımından mali yüklerin hesap edilebilir ve öngörülebilir olması gerekir. Ancak, olağanüstü dönemlerde kamu gelirini hızlı bir şekilde artırabilecek politika uygulamaları ancak dolaylı vergilerle mümkün olmaktadır. Hızlı maliye politikası kararları alabilmesi için cumhurbaşkanına alt ve üst sınırı belirleme yetkisi çoğunlukla dolaylı vergilerde verilmektedir. Vergilendirme dönemlerinin kısa olması dolaylı vergilerde politika değişikliğinde vergi geliri üzerinde hızlı etki sağlayabilmektedir. Konjonktürel ve siyasi koşullar temel tüketim malları üzerindeki dolaylı vergi yükünü artırma olanağını tercih edilebilir bırakmamıştır. Diğer taraftan ağırlıklı olarak ithalata dayalı otomotiv sektöründe piyasaya arz edilen özellikle otomobillerin çoğunlukla lüks tüketim ürünü olarak kabul edilmesi, bu ürünler üzerinde özel tüketim vergisinin artırılması, vergi adaleti bakımından sorunlu görülmemektedir. Ancak, özel tüketim vergisinde yapılan artışlar otomotiv sahipliği maliyetini yükseltmiştir. Bu da özel tüketim vergisi artışından etkilenmemiş olmasına karşın ikinci el araçlara talebi artırarak bu segmentte de fiyatların yükselmesine sebep olmuştur. Otomotivde uygulanan yüksek ÖTV kapitalizasyon etkisi göstererek fiyatlarla yansıtılabilir hale gelmiştir. Bu durum otomobil fiyatlarının sürekli olarak yükselmesine sebep olmuş ve otomobili yatırım aracı haline getirmiş, tasarruflardan üretime yönlenebilecek sermayenin azalmasına neden olarak olumsuz dışsallık ortaya çıkarmıştır. Çalışmamızda vergi geliri azaltılmadan verginin amortisman etkisi ile tasarrufların verimli yatırım alanlarına yönlenmesi ve otomobil fiyatlarının nasıl düşürülebileceği tartışılmıştır.